1-Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Samsun’un Alaçam İlçesinde 2011 yılından beri Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yapıyorum. Gazi Üniversitesi Çorum Fen Edebiyat Fakültesi Mezunuyum. Yüksek Lisansımı Halk Bilimi üzerine yaptım. Psikoloji, Sosyoloji, Mitoloji, Arkaik dönem toplumları ilgimi çeker. Edebiyat ve müzik hayatımın vazgeçilmez iki ana sığınağıdır.
2-Kendinizi ne zaman yazar olarak tanımlamaya başladınız?
Kendimi iyi bir okuyucu olarak tanımlarım ama yazar olarak tanımlamak henüz erken olur. Yazar olmak tanımının sadece yazdıklarını basılı hale getirmek olduğundan emin değilim. Yazmayı seviyorum. Yaşamın yoğun akışı içerisinde yazamasam bile çoğu zaman zihnimin arka planında yazıya dökülmemiş cümleler akar. Yaşamın güzel, çirkin ya da fark edilmeyen, fark edilse bile dile getirilmeyen taraflarını en iyi yazarak duyumsar, en iyi yazarak ifade ederim. Bir gün yazdıklarım kitlelere ulaşır ve edebiyat dünyasında ismim anılır olursa kendimi o zaman yazar olarak tanımlayabilirim.
3-Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz yazar / yazarlar kimler?
Elbette başarılı bulduğum ya da bulmadığım eserler var. Ancak ben başarısız bulduğum eserlerden bile neyi nasıl yapmamam gerektiğini öğrendiğimi düşünüyorum. O yüzden bana katkıda bulunduğu için o eserlerin yazarlarına da minnettarım. Diğer yandan kitap değerlendirme işinin yazarlar üzerinden değil eserler üzerinden olması gerektiği görüşündeyim çünkü yazarlık birikimli ilerleyen bir süreç ve doğal olarak her yazarın acemilik ve olgunluk dönemi ürünleri olacaktır. Benim için edebi dünyamda bana katkı sağlayan her yazar kıymetli.
4-İlk kitabınızı bastırmayı ne zaman düşündünüz?
İlk kitabım Delili’yi bastırmayı planlayarak yazmadım. Sadece yazmak istedim ve kitap basım tarihinden üç yıl önce kurşun kalemle deftere yazılmış halde kitaplığımda duruyordu. Ancak bastırmak için yeterli düzeyde olduğunu düşünmedim. Üç yıl boyunca onun orada olduğunu çoğu zaman unuttum. Yayınevlerine gönderme fikri ise birden doğdu ve üzerinde değişiklikler yapıp gönderdim.
5-Ne tür okuyucu kitlesine hitap ediyorsunuz?
İnsan zihninin derinliklerine inmeyi seviyorum. Söylenemeyenleri söylemeyi, insanın iyi ve çirkin yönlerini aynı anda bütün olarak gözler önüne sermeyi seviyorum. Bilinç akışının içinde olmak yazarken zaman algımı kaybetmemi sağlıyor. Yazarken beklenmedik sonlar hazırlamak, okuyucuyu şaşırtmak sorular sormasını sağlamak hoşuma gidiyor. Her şeyden önce ben her birimizin hayatında var olan ancak yokmuş gibi davrandığımız olayları, kişileri, duyguları gün yüzüne çıkarmayı seviyorum. Yazdıklarımın olay örgüsüne gelirsek tüm bu bahsettiğim sıradan insan hallerini sıra dışı hayatlarda, sıra dışı olayların içinde işlemeyi tercih ediyorum. Bu tezatlık bana tam da hayatın kendisi gibi geliyor. Cinayetler, cevaplanmamış sorular, spiritüel olaylar, içsel konuşmalar, çocukluk yılları, rüyalar, bilinç dışı gel gitler okuyucuların benim eserlerimde karşılaşacakları unsurlar olacaktır.
6-Kitabınızın konusu nedir?
Eseri oluştururken köy yaşantısı, Almanya göçü, yetiştirme yurtları, ailevi uyumsuzluklar, sosyalleşememe gibi konulardan beslendim. Ancak esere tek katmanlı bakmak doğru olmaz. Okuyucular kitapta cinayet, psikolojik çalkantılar, mistik olaylar ve mitolojiyle de iç içe olacaklar. Kitap, anne babasının gizemli ölümüyle yetiştirme yurduna yerleştirilen kahramanın geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalması ve beklenmedik gerçekler üzerine şekilleniyor. Fakat kitapta her bir bölüm başka bir kahramanın hayatına ışık tutuyor.
7-İlham kaynağınız nedir?
İlham kaynağım; sorumluluklarım, rahatsızlıklarım ve duyarlılıklarımdır. Bu ülkenin topraklarında yetişmiş her birey gibi bir medeniyetler katmanının kültürel mirasını teslim aldım. Bu kadar zenginliğin içinde sanatın herhangi bir dalında üretmek kişisel sorumluluğumdur.
8-Okurlar eserinize nereden ulaşabilir?
Okurlar esere; Ritim-Sanat Yayınları’nın internet sitesinden, D&R, Kitapyurdu, İdefix gibi online satış sitelerinden ulaşabilirler.
