Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına, kendisini dinleyenleri selamlayıp, toplantılarının partileri ve Türkiye için hayırlara vesile olmasını dileyerek başladı.
Geçen haftaki grup toplantısının hemen ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2023 Vizyon Belgesi’nin tanıtım toplantısına katıldıklarını anımsatan Erdoğan, bu toplantıda, “Türkiye’nin, geçmişte uzun zaman eğitimin insanı geliştiren, tekemmül ettiren değil, formatlayan bir mekanizma olarak görülmesinden kaynaklı sorunlar yaşadığını” ifade ettiklerini aktardı.
“Çocukların zihinlerini bilgiyle doldurarak diploma sahibi yapmanın peşinde koşarken, onların gönül dünyalarının ihmal edildiğini” söylediklerini belirten Erdoğan, talim ve terbiyeyi, eğitim ve öğretimi birlikte sağlamadan bu işin üstesinden gelinemeyeceğini bir kez daha tekrarladıklarını kaydetti.
Bakanlığın 18 başlık altında sıralanan stratejik hedeflerden oluşan 2023 Eğitim Vizyonu’nun insandan başlıyor olmasını isabetli bulduklarını dile getiren Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde eğitimde, geçmişteki hatalardan ders alan ve gelecekteki ihtiyaçlarımızı karşılayacak gerçek anlamda talim ve terbiye üzerine kurulu bir sistemi hayata geçirmekte kararlıyız” diye konuştu.
Danıştay tarafından geçtiğimiz hafta çarşamba günü düzenlenen uluslararası sempozyumda, geçmişten bugüne yargı sistemiyle ilgili görüşlerini kamuoyuyla paylaştığını anımsatan Erdoğan, özellikle “Andımız” kararıyla yargıda ortaya çıkan ve hiç de masum bulmadıkları sıkıntılı durumu bizzat konunun muhataplarına ifade ettiklerini söyledi.
Erdoğan, cuma günü Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda, AK Parti teşkilatlarıyla bir araya geldiğini belirterek, daha önce de ilçe başkanlarıyla istişareler yaptıklarını hatırlattı.
AK Parti Genel Merkezi’nde yerel seçime ilişkin hazırlıkların devam ettiğini dile getiren Erdoğan, “Yüksek Seçim Kurulu da takvimi yavaş yavaş oluşturmaya başladı. İnşallah yakında 31 Mart 2019 seçimleriyle ilgili adımlarımızı atmaya başlıyoruz” dedi.
Erdoğan, cuma akşamı Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’nin mezuniyet törenine katılarak, 3 bin 253’ü Jandarma Genel Komutanlığı, 98’i Sahil Güvenlik Komutanlığı personeli toplam 3 bin 351 astsubayı görev yerlerine uğurladıklarını kaydetti.
“SURİYE MESELESİNDE ATILACAK ADIMLARI KONUŞTUK”
İstanbul’da cumartesi günü tarihi bir zirveye ev sahipliği yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Türkiye, Rusya ve Fransa Cumhurbaşkanları ile Almanya Şansölyesi’nin katılımıyla gerçekleşen bu zirvede, Suriye meselesinde gelinen yeri ve atılacak adımları konuştuk. Zirveye katılan liderlerle ikili görüşmelerde de ağırlıklı olarak Cemal Kaşıkçı konusunu ele aldık ve onların sordukları sorular oldu ama onların şu ana kadar bilmedikleri birçok konuyu da kendilerine ifade etme fırsatını buldum. Hepimizin katıldığı zirve toplantısının ardından hem bir bildiri yayımladık hem de basın toplantısında görüşlerimizi ifade ettik.”
Erdoğan, dün ise iki tarihi anın birlikte yaşandığını anımsatarak, Cumhuriyet’in 95. yıl dönümünün, Cumhuriyet’e yakışan bir eserin açılışıyla gerçek manada kutlandığını vurguladı.
“KAHRAMANLARIMIZA ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”
Vatandaşların Cumhuriyet Bayramı’nı bir kez daha tebrik eden Erdoğan, “Malazgirt’ten bugüne, bu topraklarımızın vatanımız haline gelmesi ve bu şekilde devam etmesi uğrunda mücadele eden tüm gazilerimizi, şehitlerimizi, devlet büyüklerimizi hürmetle yad ediyorum. Halen ülkemizin ve milletimizin bekası için gece gündüz çalışan, mücadele eden, gerektiğinde hayatlarını feda eden tüm kahramanlarımıza şükranlarımızı sunuyorum” dedi.
Türkiye sınırları içinde veya dışında, nerede olursa olsun kalbi vatan sevgisiyle dolu şekilde görevini ifa eden tüm güvenlik güçlerine başarılar dileyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhuriyet Bayramı törenlerinin sabahki bölümlerini Ankara’da gerçekleştirdikten sonra İstanbul’a geçtik ve tarihi bir törene katıldık. Dün, dünyanın en büyüklerinden biri olan İstanbul Havalimanımızı resmen hizmete açtık. Görüldüğü gibi biz, cumhuriyetimizi lafla değil icraatla kutluyoruz. Ve öyle bir kutlama ki günübirlik değil, inşallah bundan sonra yıllarca bu kutlama zaten devam edecek. Her uçuşta, her inişte ‘Burası 29 Ekim’in 95. yıl dönümünde açılmıştı’ denilecek. Her yıl verdiğimiz Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunu da yeni havalimanımızda gerçekleştirdik. Bunu bahane edip gelmeyenler de oldu tabii, o ayrı mesele. Neymiş, ‘Cumhuriyet Bayramı’nın bu tür resepsiyonları sadece Ankara’da kutlanırmış.’ Bu nasıl bir anlayıştır? Sen yeter ki gönlünü bu işe ver ama sende gönül olmadıktan sonra bahane bulmak kolay.”
”TÜRKİYE HAVA ULAŞIMINDA VE LOJİSTİKTE DE EN ÜST LİGE ÇIKMIŞTIR”
Erdoğan, cumhuriyet tarihinin en büyük yatırımlarından biri olan bu havalimanının Türkiye’ye, millete, bölgeye ve tüm dünyaya bir kez daha hayırlı olmasını diledi.
İstanbul Havalimanı’nın, dünyada en önemli merkezlerden biri olacağına işaret eden Erdoğan, “Buradan dünyaya dağılımlar yapılacak” diye konuştu.
Dost ve kardeş ülkelerden 9 cumhurbaşkanı, 2 başbakan, bir meclis başkanı, 3 başbakan yardımcısı ve 35 bakanla 8 uluslararası kuruluş temsilcinin açılış törenine katılarak, Türkiye’nin bu mutlu gününü paylaştığını belirten Erdoğan, katılımcılara şükranlarını sunarak, “İsmini İstanbul Havalimanı olarak koyduğumuz bu dev eserle Türkiye artık sadece transit merkez konumunu güçlendirmekle kalmamış, hava ulaşımında ve lojistikte de en üst lige çıkmıştır” ifadesini kullandı.
Erdoğan, Yeşilköy’deki Atatürk Havalimanı’nın statüsünün, aynı isimle devam edeceğini söyledi.
Türkiye’nin en önemli markası olan İstanbul’un ismini en yalın haliyle yeni havalimanında kullanarak 2023 ve sonrasındaki hedeflerine uygun bir adım attıklarına inancını dile getiren Erdoğan, “Dikkat edin, 42 ayda burası bitti. Bize yakışan bu, AK Parti iktidarına yakışan bu. İşte Berlin, 2006’da temel attı. Berlin Havalimanı hala devam ediyor ve şimdi Almanlar kendi gazetelerinden ‘Buradan 3 kat, 4 kat büyük olan İstanbul Havalimanı bitti Berlin ne halde’ diyorlar. Bu bir şeyi gösteriyor, nedir? İman öyle bir şeydir ki tekeden bile süt çıkartır. Biz inandık, azmettik, hamdolsun ‘Burada havalimanı olmaz’ diyenler bu havalimanının olduğunu gördüler ve ‘Burası yumuşak zemindir, burada havalimanı olmaz, şudur, budur’ diye bahaneler uyduranlar havalimanının nasıl olduğunu gördüler ve görecekler” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2 pistin kullanıma açıldığını, diğer pistlerin inşasının da devam ettiğini belirterek, ilk etabı 90 milyon yolcu kapasiteli olan bu havalimanının kapasitesini 150 milyona, ihtiyaca göre 200 milyona kadar çıkartabileceklerini ifade etti.
Havalimanının 76,5 milyon metrekarelik bir alana kurulduğunu, yakında pist sayısının 3’e tüm etapların tamamlanmasıyla da 6’ya çıkacağına işaret eden Erdoğan, havalimanının apron büyüklüğü, raylı sistemi, terminalleri, kapalı ve açık otoparkları, destek birimleri, sosyal tesisleri ve diğer üniteleriyle iftihar verici bir eser olduğunu vurguladı.
Her alanda son teknolojiyle donatılmış, kendi enerjisini üreten, çevreci, tabiat dostu ve engelsiz bir proje olan havalimanının 120 bin kişilik bir istihdama da vesile olacağını belirten Erdoğan, sonraki yıllarda bu rakamın 225 bin kişiye kadar yükseleceğine dikkati çekti.
“32,4 MİLYAR EURO’LUK EKONOMİK BÜYÜKLÜĞÜ ÜLKEMİZE KAZANDIRDI TEK KALEMDE”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Havalimanının toplam yatırım bedeli 10 milyar 247 milyon eurodur. Sözleşme süresince devlete ödenecek kira bedeli ne biliyor musunuz? 22 milyar 152 milyon euro’dur. Havalimanımız sadece bu iki kalemde vergiler hariç toplam 32,4 milyar euro’luk ekonomik büyüklüğü ülkemize kazandırdı tek projede, tek kalemde. Türkiye bu, AK Parti iktidarı bu. Bunları biz böyle yaptık, bugünlere böyle geldik ama ana muhalefetin başındakilerin böyle bir derdi, böyle bir anlayışı, böyle bir mantığı var mı? Yok. Bunlar bir defa böyle bir bütçe mantığından, gelirlerin, yatırımların çeşitlendirilmesi türü şeylerden anlamazlar. Bunlar sadece kuru sıkı atarlar, bizde bu yok” diye konuştu.
”ACABA’ DİYENLERE O FIRSATI VERMEDİLER, İŞİ BİTİRDİLER”
Havalimanının tüm aşamalarında emeği geçen ve katkısı olan kurumlara, mühendisinden mimarına, tüm işçilere teşekkürlerini ileten Erdoğan, “Burada 5’li bir konsorsiyum söz konusu, Cengiz Holding, Limak, Kalyon, Kolin ve bir de beşinci firma olarak MNG. Bu 5 firma hakikaten burada el ele verdiler, omuz omuza verdiler ‘Acaba’ diyenlere o fırsatı vermediler, bu işi bitirdiler” dedi.
Erdoğan, havalimanının açılışını Cumhuriyet Bayramı’na denk getirmek için yüklenici firmaları çok zorladıklarını ve teşvik ettiklerini, firmaların da gece gündüz çalışarak resmi açılışı bayrama yetiştirdiklerini söyledi.
İç ve dış hatlarda sembolik uçuşların hemen başlayacağını ancak Atatürk Havalimanı’nın buraya taşınmasının yıl başına kadar süreceğini belirten Erdoğan, havalimanının birkaç ay içerisinde tam kapasiteyle faaliyete geçeceğini bildirdi.
“CHP’NİN O KİRLİ YÜZÜNÜ HERKESİN BİLMESİ LAZIM”
Erdoğan, kendileri için 29 Ekim’in diğer milli bayramlar gibi mutlaka anlamına uygun şekilde yad edilmesi gereken önemli bir gün olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ülkemizde yıllarca milletimizin pek çok ortak değeri gibi Gazi Mustafa Kemal’i, Cumhuriyet Bayramımızı, Zafer Bayramımızı da kendi tekellerine almaya çalışan biliyorsunuz bir kesim var. Bu kesimin ne Cumhuriyet’e, ne milletimize, ne ülkemize en küçük bir faydalarının dokunduğu, en küçük bir hizmetlerinin geçtiği vaki değildir. Tam tersine ülkenin ve milletin hayrına atılan ne adım varsa hepsine de karşı çıkmış, hepsini de engellemeye çalışmışlardır. Biz bunlara salon cumhuriyetçisi, gardırop Atatürkçüsü diyoruz. Yıllarca cumhur ile Cumhuriyet’i, Gazi ile Atatürk’ü birbirinden uzaklaştırarak gizli iktidarlarını korumaya çalışan bu kafa, sözleri ve eylemleriyle de milletimizi hep aşağılamışlardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zihniyetin, milleti tarihinden, medeniyetinden, kültüründen özellikle kopartarak kimliksiz, kişiliksiz, sadece şekilden ibaret bir batıcılığa mahkum etmek istediğini dile getirerek, şunları kaydetti:
“Ezandan başörtüsüne kadar milletimizin tüm değerleriyle uğraşmalarının sebebi de budur. 1960 darbesinin de 1980 darbesinin de 28 Şubat mücadelesinin de benzeri diğer girişimlerin de gerisinde hep bu baskıcı, bu dikta heveslisi jakoben kafa vardır. CHP bu zihniyetin siyasetteki en önemli temsilcisidir. Bürokraside, iş dünyasında, sivil toplum kuruluşları içinde de bu kesimin uzun süre ciddi ağırlığı ve etkisi olmuştur. Bunlar Atatürk’ün ismini ve resmini pullardan çıkarmadılar mı, Türk parasından çıkarmadılar mı? Sınıflardan tabloları kaldırmadılar mı? İşte onlar bunlardı. Yerine kimi koydular? İnönü’yü koydular. Bunları anlatmaya mecburuz, niye? Çünkü hafızayı beşer nisyan ile malul. Bu genç nesil bunu bilmez ama Bay Kemal bilir. Hadi bunu nereye koyacaksın Bay Kemal? Hadi izah et bakalım. Bir taraftan ‘Atatürkçüyüm’ diyeceksin öbür taraftan da pulda, parada, sınıflardaki, devlet resmi dairelerdeki bütün Atatürk’e ait tabloları kaldıran sizdiniz, siz. Bunları biliyoruz. Bunları anlatacağız, anlatacağız, CHP’nin o kirli yüzünü herkesin bilmesi lazım, o gerçek yüzünü herkesin bilmesi lazım. Bilecekler ki bu genç nesil bunu yutmasın, ondan sonra onlar da hesabını sorsun. Bu adım onun için çok önemli. Cumhuriyet kavramını istismar ettikleri kadar icraat ortaya koysalar herhalde Türkiye bugün bambaşka bir yerde olurdu.”
Erdoğan, Türkiye’nin 1950’lerde başlattığı hamleyi 1960’ta kesenlerin, 1990’lı yıllarda önüne gelen fırsatları 28 Şubat kafasıyla heba edenlerin, 17 yıldır kendileriyle uğraştığını belirtti.
15 Temmuz darbe girişiminin, amacı ve gerisindeki güçler itibarıyla Türkiye’deki diğer darbelerden hiçbir farkı bulunmadığını söyleyen Erdoğan, “Sadece onlardan daha sinsi ve alçakça yöntemlerle yapılmıştır. Hamdolsun milletimizin desteğiyle meydanı bu kifayetsizlere bırakmadık. İşte bu zihniyetin, İstanbul Havalimanı’mızın açılışını 29 Ekim’de yapmamızı ve bu vesileyle Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu’nu havalimanında veriyor olmamızı eleştirdiğini görüyoruz. Vah zavallılar. Sen yap da nerede yaparsan yap” diye konuştu.
Danıştay’ın Öğrenci Andı kararına değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
“Aynı şekilde andımız tartışması üzerinden bizim ülkemize ve milletimize mensubiyetimizi sorgulamaya cüret ediyorlar. Tabii bu salon cumhuriyetçilerine, bizim 2023 hedeflerimizle müşahhas hale getirdiğimiz eser cumhuriyeti, hizmet cumhuriyeti çok yabancı geliyor. Öyle ki bunlar bölgemizde Türkiye ile rekabet halinde olan çevrelerin kullandıkları ne malzeme varsa hepsini de alıyor, aynı iddiaları bize karşı tekrarlıyorlar. Güya artık geride kalmış bir tartışma olan ant meselesini köpürterek de milletimizle aramıza nifak sokacaklarını sanıyorlar. 2015, bu iş çıktı. 2015’ten bugüne neredeydiniz? Ancak bunu yaparken kendilerini gerçekten gülünç hatta trajikomik durumlara düşürüyorlar.”
“TEK ANDIMIZ İSTİKLAL MARŞI’MIZDIR”
Son günlerde “kara önlükler giyerek sokaklara dökülen koca koca adamlar” gördüğünü dile getiren Erdoğan, “bu durumun garibine gittiğini” ifade etti.
Ant metnini okuyacağım derken saçmalayıp, çocukların önünde rezil duruma düşenlere şahit olduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bizim cumhuriyetçiliğimizin ölçüsü bu ülkeye ve millete yaptığımız hizmetlerdir, kazandırdığımız eserlerdir. Bizim Atatürk’e olan saygımızın ölçüsü, İstiklal Harbi’mizin Başkomutanı ve tarihi süreklilik içinde taze bir nefes olarak gördüğümüz yeni devletimizin kurucusu olmasıdır. Bizim Türklüğümüzün ölçüsü tek parti devrinden kalma bir metin değil, milletimizin gönlündeki yerimizdir.
Ta Moğolistan’da, oradaki o bütün harabe haline gelmiş olan yerleri ayağa kaldıran biziz biz. Daha önce de söylediğimiz gibi bizim tek andımız İstiklal Marşı’mızdır. Bundan tavizimiz yok. Her tarihi süreç gibi cumhuriyetimizin ilk döneminde de doğrusu yanlışı, eksiği fazlası olabilir. Daha iyiye, daha güzele ulaşmak için bunların muhasebesini yapmak başka bir şeydir, körü körüne tabi olmak veya körü körüne husumet beslemek başka bir şeydir. Biz bu iki yanlışa da sapmadık, sapmayacağız. Türkiye’ye ve Türk milletine hizmet etmek için ne gerekiyorsa onu yapacak, o yoldan gideceğiz.”
“BU MESELEYİ ÇÖZMEDEN GELECEĞİMİZE GÜVENLE BAKAMAYIZ”
Erdoğan, Suriye meselesinde, Türkiye’nin yakın geleceği bakımından kritik dönemin sürdüğüne dikkati çekerek, “Bu meseleyi çözmeden geleceğimize güvenle bakamayız. Ülkemize yönelik asırlık niyetlerin prova sahası haline dönüşen Suriye’de yeniden istikrarı, güveni, huzuru sağlamak kendi çıkarlarımızla birlikte kardeşlerimize karşı vefamızın da bir gereğidir” dedi.
Türkiye’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğüne, Suriye halkının kendi kendini yönetme ve kendi geleceğini belirleme hakkına saygısı konusunda en küçük bir şüphesi bulunmadığının altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bu anlayışla çok uzun bir süre Suriye’deki krizin, ülkenin kendi dinamikleriyle çözülmesini temenni ettik, ancak bir süre özellikle bölgemizle ve hatta ülkemizle ilgili planları, hevesleri olan herkesin elinin Suriye’nin içinde olduğunu gördük. Sadece bu kadarla kalınmadı, sınırlarımız ötesindeki terör örgütleri ülkemiz topraklarına yönelik saldırılara başladı. Kimi sınır hattımızda tacizler, kimi de büyük şehirlerimizde canlı bomba saldırıları şeklinde süren bu terör eylemleri karşısında elimiz kolumuz bağlı bir şekilde beklememiz herhalde düşünülmezdi.”