1. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

2000 yılında Ankara’da doğum, Hatay’da büyüdüm. Lisede sağlık, üniversitede gastronomi alanındaydım fakat kendimi bildim bileli hayalim bir yazar olmaktı. Kitabımın ana karakteri gibi aslında iki kişiyim. Bir yanım normal hayatına devam ederken diğer yanım hep başka bir hayat yaşıyor. Okuduğum her kitapta ve kurguladığım her hayalde yeni bir dünyaya adım atıp olmak istediğim insan oluyorum. Hayatta karşılaştığım zorluklarda da aynı şekilde o dünyalara sığınıyor ve sorunlarımı bu dünyalara yansıtarak çözüyorum. Sabahattin Ali’nin de dediği gibi “Ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım.” 

2. Kendinizi ne zaman yazar olarak tanımlamaya başladınız?

Bu benim çocukluk hayalim olsa da bu tanımı kendimle özdeşleştirmem için bir eşik yaşamam gerektiğini biliyordum. Okuma yazmayı öğrendikten bir süre sonra denemeler ve kurgular yazmaya başladım. Benim için kırılma noktası ise yazarken ağladığımı fark ettiğimdeydi. Karakterin yaşadığı durumu öylesine içselleştirmiştim ki o anı yalnızca zihnimde canlandırmıyor aynı zamanda yaşıyordum. Ağladığımı fark ettiğimde bu ünvanı artık hak ettiğimi anladım.

3. Türkiye’de ve dünyada en beğendiğiniz yazar / yazarlar kimler?

Kitabımın ilk sayfasında Dante Alighieri’nin Cehennem’e giriş sözleri yer almakta. Hem hikâyeyle alakalı ipucu veriyor, hem de kendisinin hayal gücüne olan hayranlığımı taçlandırıyor. Goethe, Montaigne, Jane Austen, Sabahattin Ali, Zülfü Livaneli, Oğuz Atay, Zeynep Dramalı gibi yazarlar ruhuma dokunsa da kendi alanımda hayran olduğum yazarlardan bahsetmek istiyorum. Suzanne Collins, J.K. Rowling, Sarah J. Maas, Holly Black, Leigh Bardugo gibi yazarlar akıcı dilleri ve oluşturdukları evrenlerle bu süreçte yazdıkları satırlarla bana mentor oldular. 

4. İlk kitabınızı bastırmayı ne zaman düşündünüz?

Bu yola çıkarken birincil önceliğim çocukken hayal ettiğim kişiye dönüşmekti. Kendi çocukluğuma bir sözüm vardı ve bu bir kitap yazmak üzerineydi. Kitabın basılması gerektiğini birinci kitabın sonuna geldiğimde fark ettim. Gecemi gündüzümü birbirine katıp bütün enerjimi verdiğim iş benim gibi insanlara ulaşmalıydı. Vermek istediğim mesajlar ve karakterlerimin yolculukları tozlu raflara karışsın istemedim. Bu hem kendi emeğime hem onların yolculuğuna haksızlık demekti. Bu yüzden bunu birlikte başaracağım bir yayınevi arayışına giriştim. Yeni önceliğim ise yarattığım evrene ve karakterlerime benim gibi sahip çıkacak bir yayıneviydi. Bir yıllık arayışımın ve birçok görüşmenin sonucunda doğru yere vardığıma inanıyorum.

5. Ne tür okuyucu kitlesine hitap ediyorsunuz?

Kesinlikle okuyucularımın bu kitapta geçen belirli olaylardan etkilenmelerini istemem. Bu yüzden belirli bir yaşın altına hitap etmiyor. Kitap her ne kadar fantastik kategorisinde olsa da fazlasıyla psikolojik öğe içeriyor. Kitapta iyi veya kötü kavralarının dışında çıkan birçok ahlaki ikilem var. Karakterlerim seçimleri dış etkenlere göre değişiyor. İlk kitap kahramanın kendisini bulma yolculuğuyken serinin kalan kitaplarında daha geniş bir perspektiften diğer karakterlerin bulundukları duruma nasıl geldiklerini anlama fırsatımız olacak. Karakterlerin hepsini farklı dünya mitolojilerinde yer alan karakterlerden esinlendim. Bahsedilen olayların birçoğu da tarihi gerçeklere ve efsanelere değiniyor. Mitoloji severlerin de serinin ilk kitabını seveceğine eminim. 

6. Kitabınızın teması nedir?

Bir önceki soruda da belirttiğim üzere kitabım genel hatlarıyla fantastik, psikolojik, tarihi ve mitolojik bir kurgu. Ana karakter bulunduğu evrene karşı bilgisiz ve kendi yolunu arıyor bu yüzden okuyucular da birçok şeyi onunla birlikte keşfedecek. Bir tarafta Efendiler Meclisi varken bir tarafta Tapınaklar Hiyerarşisi var gibi dursa da işler zamanla bundan daha karışık bir hale gelecek. Fakat ilk kitap Tapınaklar Hiyerarşisi’ni tanımak üzerine kurulu bu yüzden okuyucular biraz daha taraflı bakacak. Umarım bu karanlık ormanda onlar da yıldızlara ulaşabilir. 

7. İlham kaynağınız nedir?

Çocukluğumdan beri din kavramını fazlasıyla ilginç ve etkileyici bulmuşumdur. Milletlerin köken mitolojilerini incelemekten, efsanelerden her zaman keyif almışımdır. Bunları araştırırken zihnimde hep farklı hikâyeler canlanırdı. Bir gün yine mitoloji hakkında okurken ya bunları ben ve arkadaşlarım yaşıyor olsaydık diye düşünmeye başladım. Bu benim başlangıcım oldu. Heyecanla arkadaşlarımı ararken buldum kendimi. Yıllardır birçok hikâyemi onlara anlatıyordum fakat hiç yazmak için bu kadar hazır olmamıştım. Hikâyemi dinlediklerinde onların da en az benim kadar heyecanlandıklarını hatırlıyorum. Bu hikâyeyi anlattığım ilk üç kişiye de buradan teşekkür etmek istiyorum. Muhammed Can Atakan, Yağmur Uçar ve Beyza Nur Sayın ilk adımlarımı atarken heyecanımı paylaştılar. Kuzenim Beyza her yeni bölümü okurken en sıkı eleştirmenim oldu ve sayesinde en iyi haline getirene kadar hikâye birçok kez şekillendi. Yağmur ise her adımımda beni yüreklendirmekten geri durmadı. Onlar olmasaydı belki bu hikâye de zihnimin kuytu köşelerinde kalacaktı. 

8. Okurlar eserinize nereden ulaşabilir?

Bu soruyu yanıtlamadan önce bahsetmek istediğim bir konu var. Hatay’da büyüyen ve yaşayan bir insan olarak deprem sürecinde Ritim Sanat Yayınları’na bu süreçte memleketime verdiği destek için teşekkür etmek istiyorum. Yaptıkları bağış benim için çok değerliydi. Kitabıma güncel olarak Ritim Sanat Yayınları’nın sitesinden, D&R, İdefix, kitapyurdu.com ve  anlaşmalı satış noktaları üzerinden ulaşabilirsiniz.