Merve Basmaz ile Söyleşiler…
Soru : Merve hanım öncelikle kendinizden biraz bahseder misiniz?
- Ben Merve Basmaz, 1991 İstanbul doğumluyum. İngilizce öğretmeniyim. Şu an eğitim yayıncılığında çalışıyorum. Kitaplar günlük hayatımı büyük ölçüde kapsıyor diyebilirim. Hem işim hem de tutkum olarak.
Soru : Peki teşekkür ediyorum, yazmış olduğunuz “Çınarın Gölgesi” adlı kitabınızın içeriğinden bahsedebilir misiniz?
- Çınarın Gölgesi aslında bir iyileşme hikayesi. Ana karakterimiz Berrak çocukluğunda yaşadığı bir travma nedeniyle yeme bozukluğu olan Blumia hastalığı ile yüzleşiyor. Hem fiziksel ne de ruhsal olarak yaşamak eşittir yara almaktır. Yaşayan herkes hem yaralanma hem iyileşme sürecinde. Yaralarını kabullenip, tanıyıp, anlamak ardında iyileştirmek kalan izleriyle devam etmek… Günlük hayat devam ederken sürdürdüğümüz bir döngü. Berrak bu döngü ile savaşmak yerine barışmayı tercih ettiğinden bir şeyleri değiştirmeye başlıyor.
Soru : Peki teşekkürler. Çok kısa bir sürede çok büyük bir ilgi topladınız, şuan sosyal medya sizi konuşuyor ve kitabınızın ismini çok satanlar listesine yazdırmayı başardınız. Bu başarınızın sırrı nedir, yaşadığınız bu duyguyu tarif eder misiniz?
- Yazma süreci benim için zihnimde kaybolan bir şeyi bulmak gibi. Nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum. Fakat bulunca kesinlikle tanıyorum. Bir yerlerde gizlenmiş, çıkarmam gereken bir şeyler olduğunu hissediyorum. Bu nedenle yazmak hem çok rahatlatıcı hem de zaman zaman rahatsızlık verici bir şey benim için. Ama kaybolanlar ortaya çıkıp bir bütün olduğunda hissettiğim tamamlanma inanılmaz tatmin edici. Çınarın Gölgesi ilk kitabım olduğundan elime ilk aldığımda hissettiğim oldukça yeni bir histi. Zaten tanıdık biriyle karşılaşmış gibi hissettim. Hasretin dinmesi gibi.
Soru : Anlıyorum, peki yeni bir kitap projeniz var mı?
- Evet, şu an hem kurgu hem alanımda (eğitim) hayata geçirmek istediğim projelerim var. Fakat şu an Çınarın Gölgesine odaklanmış durumdayım. Olabildiğince fazla okura ulaşmak, bir duygu paylaşımı gerçekleştirmek şu anki asıl hedefim.
Soru : Açıklamalarınız için teşekkür ederim. Son olarak sizi okuyan, takip eden okurlarımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?
- Aslında benim okurlarımdan ziyade tüm okurlara seslenmeyi yeğlerim. Kitaplardan, güzel müziklerden vazgeçmesinler. İç huzurlarını korusunlar, ne pahasına olursa.