Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 30.10.1991 tarihli, İstanbul doğumluyum. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Fen- Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde, tam burslu olarak çift anadal yaptım. Şuan da aktif olarak serbest avukatlık faaliyetlerimi sürdürmekteyim. Kendinizi ne zaman yazar olarak tanımlamaya başladınız? Kendimi bildim bileli yazmaktan çok keyif alıyorum. Yazarlık, çok saygı duyduğum bir meslek. Ancak kendime…
30.10.1991 tarihli, İstanbul doğumluyum. Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Fen- Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde, tam burslu olarak çift anadal yaptım. Şuan da aktif olarak serbest avukatlık faaliyetlerimi sürdürmekteyim.
Kendimi bildim bileli yazmaktan çok keyif alıyorum. Yazarlık, çok saygı duyduğum bir meslek. Ancak kendime yazar diyebilecek kadar iddialı değilim. Ama kitabım yayımlandığına göre yazar sıfatına haiz olduğumu varsayabiliyorsak, kendimi bildim bileli bir gün kitap yazma hayalim vardı.
En beğendiğim hatta hayranlıkla okuduğum yazar Elif Şafak diyebilirim. Akıl almaz düzeyde güçlü bir kalemi olduğunu düşünüyorum. Bunun yanı sıra, fikirlerine ve onları ifade ediş biçimine de hayranım.
Üniversitenin ilk yıllarından itibaren kitap yazma hayalim kesin olarak vardı. Hatta orta okul, lise yıllarımda da sürekli kompozisyon yarışmalarına katılırdım. Net olarak hatırlayamamakla birlikte, ilk gençlik yıllarımda bile kitap çıkarmak istediğimi anımsıyorum.
Benim bütün önceliğim özgürlüklerimiz. İnsanın doğası gereği özgürlüğünden ödün vermemesi gerektiğine inanıyorum. Bu sebeple, hem hukukçu kimliğimle hem de felsefeci kimliğimle, akıllarımıza gelebilecek herhangi bir özgürlüğünden yoksun olan insanın sesi olmayı hedefliyorum. Özgürlüklerimize, başkalarının özgürlük alanlarına zarar vermeden sahip çıkmanın peşindeyim. Bu sebeple, nedeni her ne olursa olsun kendi özgürlüğüne ilişkin yoksunluk çeken her bir kişiye hitap ettiğimi düşünüyorum.
Kitabımın teması, Aile Hukuku’nun temel konularından biri olan boşanmaya ilişkin özgürlük temelli, felsefece bir değerlendirmedir. Burada kastedilen, evlilik birlikteliklerimizin içinde, çift olmanın yanı sıra, kendimizi gerçekleştirme yolculuklarımızı sürdürdüğümüz taktirde, boşanmaya duyulan ihtiyacın büyük oranda azalacağına ilişkindir. Yani evliliklerimizin yeri ayrıdır, kişisel hayallerimize sahip çıkmamız ise medeni halimizden tamamıyla bağımsızdır. Kalemim yettiğince bunu aktarmaya çalıştım.
Boşanma davalarında sıklıkla karşımıza çıkan, hayallerinden vazgeçmesinin sebebi olarak evliliklerini suçlayan insanlarımızdır.
Ritim Sanat Yayınları’nın resmi sitesinden rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
