Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır. News Tanıtım

Yükseliş Haber – Yukselishaber.com

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Yaşam
  4. »
  5. Enerji Yatırımlarında Dikkat edilmesi gereken hususlar,

Enerji Yatırımlarında Dikkat edilmesi gereken hususlar,

admin admin - - 12 dk okuma süresi
7 0

Elektrik Mühendisi ve Şirket Yöneticisi Alp Erkin, Enerji Yatırımlarında dikkat edilmesi gereken konulardaki 35 yıllık birikimini bize özlü olarak aktardı…

Birinci söyleşi; Hidroelektrik Santraller :

Bilindiği gibi Türkiye, Hidroelektrik Santraller konusunda önemli bir potansiyele sahip…

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren bu konuda çok ciddi çalışmalar yapılmakla birlikte esas sistemli ve bütüncül yaklaşım DSİ’nin kuruluşu ile başlamaktadır.

DSİ, ülkenin tüm akarsu ve diğer su kaynaklarını planlı ve sürdürülebilir bir yaklaşımla ele almıştır.

DSİ ve EİE (Elektrik işleri Etüd idaresi) ülkenin su ve enerji potansiyelini uzun yıllar ölçmüş, kaydetmiş ve bilimsel yöntemlerle bu potansiyelin nasıl yatırıma dönüşebileceğini değerlendirmiştir.

Bu sebeple, Türkiye’de her yatırımcı bu kuruluşlara teşekkür borçludur.

2005 yılında çıkan Yenilenebilir Enerji Kanunu sonrasında yatırımcılardan DSİ nin kullandığı formatta fizibiliteler istemiştir.

Tecrübeli yatırımcılar bu fizibiliteleri kendilerini ve bankaları aldatmadan hazırlar iken, bazı yatırımcılar (ya da onların danışmanları) pespembe senaryolar peşinden koşmuş ya tesis yapılamamış, ya da verimli çalışmayıp yatırımcı ve bankaları mutsuz etmiştir.

Enerji yatırımları aşağıdaki aşamalardan geçilerek daha doğru yapılabilmektedir :

  1. Su Ölçümü

Ölçüm için Elektronik limnigraf denilen ve suyun seviyesini ölçen bir cihaz ile projenin yapılacağı akarsuyun üzerinde (ve projenin yapılacağı kotlar arasında ) uygun bir yerde en az 18 ay su rasadı yapılmalıdır.

Bu cihaz, konunun uzmanı tarafından hazırlanan bir “anahtar eğri” sayesinde ölçüm anındaki su seviyesini ölçerek, akarsu yatağından geçen su miktarını bulmaya yarar.(Ancak bu cihaz suyun akış hızını ölçemez.)

  1. Hidroloji
  1. a) Proje Debisi Seçimi

Proje debisi seçimi çok karmaşık bir OPTİMİZASYON süreci gerektirmektedir.

Bu amaçla, çeşitli proje yatırımlarına karşılık gelen yatırım harcamaları

hesaplanmalıdır. (Örneğin 4m3/s, 5m3/s, 6m3/s, 7m3/s, 8m3/s v.b. )

Daha sonra bu proje debilerine karşılık gelen Yıllık Enerji Üretimi miktarları Enerji Satış Fiyatları ile çarpılıp bulunan yıllık gelir bir kolona  yazılır.

Bir sonraki kolona o proje debisine isabet eden CAPEX (Yatırım Harcaması) yazılır. Sonraki kolona ” Yıllık Gider ” hesaplanır ve yazılır. Burada DSİ’nin benimsediği bir yöntemle, CAPEX 0,11 ile çarpılıp ” YILLIK GİDER ” olarak kabul edilir.

En son olarak Gelir kolonu Gider kolonundan çıkarılarak Net Fayda bulunur.

Net fayda kolonundaki değer y- eksenine, debi değerleri x- eksenine yerleştirilip çizilerek grafiğin eğrisi oluşturulur. Bu eğrinin türevinin sıfıra eşitlendiği ( x eksenine paralel olduğu ) debi, optimum debidir.

Değerli sermayedar(yatırımcı sponsor) eğer bu hesaplama yöntemini uygulayamıyorsanız HES yatırımı yapmanız durumunda başarı tesadüfe bağlıdır.

   b)Taşkın Debisi Seçimi

Değerli sermayedar, bu aşamada DSİ’nin bir hesaplama varsayımından Kaynaklı olarak cebinizden çıkacak çok yüklü miktarda paralara dikkatinizi çekeceğiz.

Eğer büyük bir akarsu üzerinde proje yapıyorsanız, Regülatör yapısının hesabında 100 yılda bir, 250 yılda bir, hatta 500 yılda bir gelmesi muhtemel Taşkına göre hesap yapılır.

Örneğin, proje debimizin 20m3 /s olduğu bir akarsuda 300m3 /s Taşkın debisi hesaplanmışsa siz sadece 20m3 /s suyu almak için 300m3 /s akışa dayanacak büyüklükte bir Regülatör yapmak zorunda kalıyorsunuz.

Bu sebeple, büyük akarsular üzerinde yatırım planladığınızda -size direkt getirisi olmayan- başka yatırımlar yapmak zorunda olduğunuzun bilinmesi gerekmektedir.

  1. Su alma yapısı
  1. Yandan Alışlı Projeler

Orta ebat, nehir tipi santrallerde akarsu yatağının elverişli olduğu hallerde kullanılan, Türkiye’de ve DSİ de ciddi bilgi birikimi ve uygulaması olan bir Regülatör tipidir. İşletilmesi ve projelendirilmesi görece olarak basittir.

  1. Tirol Tipi

Karadeniz projelerinde ve Akarsu eğiminin fazla olduğu yerlerde (Karşıdan ve yandan Alışlı Proje yapılamayan yerlerde) mecburiyetten yapılan bir yapıdır. Türkiye’de tasarım tecrübesi çok sınırlı, işletimi zor, verimi belirsiz bir su alma yapısı tipidir.

Modelleme yapılmadan tatbiki çok riskli, olup, istenen miktar suyun alınamama ihtimali vardır. Ayrıca su debisinin artığı zamanlarda gelen rusubat büyük işletme zorluğu yaratmaktadır.

Sayın yatırımcı, bu konuda yeniyseniz bu tip projelerden uzak durun veya iki kere düşünün.

  1. Barajlı Su Alma Yapısı

Barajlı tip ( Depolamalı ) Hidroelektrik Santralleri bizim bilgi birikimimizi aşmaktadır. Bu konuda DSİ barajlar Dairesi çok ciddi uygulama ve tasarım deneyimine sahiptir.

Ancak, barajlı tip HES yatırımına girdiğinizde bankaların soracağı aşağıdaki suallere hazırlıklı olmamız gerekmektedir :

  1. a) Zemin etütleri yapıldı mı, kim yaptı ?
  1. b) Kamulaştırma planları yapıldı mı kamulaştırma tutarı nedir?
  1. c) ÇED dosyasını kim hazırladı, ÇED basmakalıp mı? (copy- paste mi?)

Eko Sistem Değerlendirmesini hangi ekip hazırladı? ÇED’ e karşı dava açıldı mı?

(Nasılsa açılacak, avukatlık bürosu kim?)

  1. d) Proje firması kimdir?

Yatırımcının cebini mi korur, kendi egosunu kendi kariyerini koruma bahanesiyle büyük paralar                               harcatır mı?

  1. e) Gövde Tipi nedir RCC, Beton Ağırlık, Kil çekirdek v.s. ? Buna bağlı olarak malzeme temini nereden yapılacak?
  1. f) Baraj politik olarak stabil bir bölgede mi? Hem inşaat sürecinde, hem sonrasındaki riskler nelerdir?

Aslına bakarsanız, barajlı tip HES’ler Devletçe yapılabilecek yatırımlardır. Yukarıdaki belirtilen risklerden herhangi birisi realize olduğunda çok derin cep ve Devlet desteği gerektirir.

Nice Koçyiğitler bu sebeple bu yatırımları bırakmıştır. Baraj yatırımına başlayıp da yarıda bırakan Türkiye’nin en büyük firmalarının ağızlarında çok acı bir tat bırakmıştır.

  1. Su İletim Yapısı
  1. Kanallar

Betonarme ( veya Armesiz)  en sık görülen ve özellikle büyük kapasiteli projeler için en basit çözümlerdir.

Bu tip yapılar sürekli olarak bakım gerektiren, toprak kayması rusubat gibi faktörlerle kapasitesi değişkenliğe uğrayan ancak inşaatı ve tamiratı ucuz ve her yerde yapılabilecek inşaatlardır.

Trapez kesitli olan beton kanallar düz ve zemini sorunsuz yerlerde en kolay yöntemdir.

Dik duvarlı kanallar ise imalatı bizce daha sorunlu ve buna bağlı olarak maliyeti daha yüksek bir tiptir. Doğru projelendirilince yandan gelecek rusubat ve toprak kayması gibi tesirlere daha dayanıklıdır.

Bir diğer yöntem ise kapalı box tipi kanallardır. Bize kalırsa hem inşaatı zor, hem yüksek maliyetli hem de yosunlanma, hava payı gibi sorunlar nedeniyle hayal kırıklığı yaratabilecek bir yöntemdir.

  1. neller :

Tünel konusu çok derin bir uzmanlık konusu olup, burada yatırımcının bilmesi ve dikkatli olması gereken boyutu ile ele alalım:

b.1. Basınçsız Tüneller

İşletmesi ve imalatı görece daha kolay, bazı ana parametrelere dikkat edilirse başarılabilecek bir yapıdır. Ancak yine de 3 – 3,5 km’yi aşan tüneller için son derece dikkatli olunmalıdır.

Sayın Yatırımcı, bunu anlamak için örneğin İstanbul’daki 1,5 km’lik Karayolu Tünellerinden birine girip, hız sınırını altında örneğin 20 km hızla bir uçtan öbür uca gidiniz. Sonra bu tüneli kendiniz kazıp, kendiniz betonladığınızı kafanızda canlandırın. Size basit ve zahmetsiz geliyorsa Tünelli proje işine girebilirsiniz.

Yine de tavsiyem 6-7 km ‘lik tünellerden uzak durmanızdır. Sağlığınızı kaybedebilirsiniz !

b.2. Basınçlı Tüneller

Son yıllarda burada tarif edemeyeceğim çeşitli teknik zaruretlerle moda olmuş bir tünel çeşididir.

Su tünele girdikten sonra yerçekimi ivmesi altında hızlanarak başka projelerdeki yükleme havuzu ve cebri boru yapılarının da işlevi basınçlı tünel tarafından üstlenilerek Türbinlere gider.

Basınçlı tünelin en büyük mahzuru Türbinlerin/jeneratörün devre dışı kalma durumunda Tünelin içindeki basınçlanmış/ivmelenmiş suyun nasıl durdurulacağıdır.

  1. Boru

7-8 m3/s kapasiteye kadar kullanılabilecek bir diğer yöntem ise fabrikasyon imalat borularıdır.

Borular genellikle polyetilen, CTP veya çelik takviyeli PVC borulardır. Borunun beton veya çelik iletim hatlarına göre bariz avantajı pürüzlülük katsayısının daha düşük oluşudur. Aynı kesit alanına sahip bir betonarme kanala göre %40’a kadar daha fazla su iletebilmesidir.

Polietilen (PE) borular fabrikada üretilip yüksek maliyetlerle taşınmak durumundadır.

Çelik takviyeli  (PVC) borular ise şantiyeye prefabrike pvc bantlar halinde getirilip, orada imal edilebilmektedir.

Genellikle çelik takviyeli PVC boruların ilk yatırım bedeli Polyetilen (PE) borulara göre daha düşük olmaktadır.

Yapacağınız pazarlığa göre her üç tip boruyu da uzun süreler sorunsuz olarak kullanabilirsiniz(Doğru uygulama yapmak şartıyla)

Bu bilgiler tabii ki bir yatırım yapmak için yetersizdir, ancak genel olarak bir fikir vermek amacıyla ana başlıkları sunmuş oldum.Tüm yatırımcılara önerimiz bilimsel yöntemlerle projelerini kendileri denetlemeleri ve proje aşamasından başlayarak konuyla ilgilenmeleridir.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir